24 Mart 2012 Cumartesi

Yine merhabalar, Dervişin fikri neyse zikri de o olur demişler ya )) neyse. Yılların emektar dostu  kalbim teklediğinden bu  yana istemeden de olsa biraz uzak  kaldığım  bazı  değerleri ben de eserlerime yansıtıyorum herhalde. Zaten minyatür böyle bir şey  değil mi?  O, içimizdeki  çocuğu  hep  dinamik tutmak yaşamak istediklerimizi yaşatmak. Neyse  lafı  fazla uzatmadan bilirsiniz. rakı  sofralarına  çilingir sofrası  denir. sebebi de malum rakı,  muhabbet içkisidir. adabıyla keyifle içilen dünyanın en asil içkilerinden. O masaya oturan en ketum insanların bile bir iki kadehten sonra dilleri açılır da muhabbete katılırlarmış. yani açılmayan kilitleri  bu  sofra  açarmış... İşte böyle, bu kısacık  ahkamdan sonra hadi  buyurun muhabbete )) Bu arada,  reklamlardan komisyon almadım biline ))
güzel  bol  muhabbetli hafta  sonları  dileklerimle
Esen kalın.







22 Mart 2012 Perşembe

Merhabalar:) 
İşte yine yeni bir çalışmam. Daha  önceleri  bazı  çalışmalarımı değerlendirmiştim. Ama ilk kez sipariş üzerine bir çalışma yaptım. Yarın paketleyip kargoya vermeden paylaşayım istedim .Gördüğüm bir resmi yapmam istendi. Ben de elimden geldiğince yapmaya çalıştım. Tabii ki birebir değil ama oldukça benzer. Koltuk kaplanması  ve yatak örtülerinde yine eşimden destek aldım doğal olarak)) Mobilyalar akağaç, dış kasa yine MDF. Ve ilk  kez üstü açık bir model çalıştım. 1/16 scalada. Böyle çalışması daha rahatmış )) Oysa ben hep duvara  asılan tarzda çalışmayı tercih ediyordum. Bir de şu ölçek olayı var ya... genelde dış kaynaklı  minyatürlere baktığımda 1/12 scalada çalışıyorlar benim daha önce yaptıklarım neredeyse 1/20 -25 e denk geliyor ölçü büyüdükçe   detayları  daha rahat çalışabiliyorsunuz. İyiymiş))
Geçen sürede  pek  boş durmadım ama blogda paylaşmadıkça sanki birşeyler eksik kalıyor  gibi. Bir an önce paylaşma isteği, çalışmaların hızını etkiliyor. Örneğin şu oğluşun odası bir türlü tam olarak bitmedi  hatta bu arada  hani o mangal keyfi vardı ya, neredeyse o  bile  bitti  çok kısa bir süre sonra onu da paylaşacağım sizlerle. Görüşmek üzere...





17 Mart 2012 Cumartesi

Dünya tarihinde eşi  benzeri  görülmemiş bir savunmanın
yıl dönümünde, www.Ataturktoday.com adresinden edindiğim bu resimle paylaşmak istedim,  Bu günleri yaşamamıza olanak 
sağlayan  başta ulu önder Atatürk ve bu topraklar için can vermiş  tüm şehitlerimizi
saygıyla anıyorum. Kıymet bilip içi yanan herkese salam olsun.

11 Mart 2012 Pazar

Hava durumu  yağışlı  gösteriyordu ama bol  güneşli  bir Antalya sabahı  ile başladık güne. Ben de gel bir mangal keyfi yapalım dedim eşime. Malum, oldum olası  bizim ırkımız mangal  muhabbetlerini  sever. Minicik dünyaların sofrasını  gördüğümden beri bir çilingir sofrası da ben yapacağım diye karar almıştım. İşte ilk objesi de böylelikle çıkmış oldu. Kapı  önü güzel bir mangal sefası  dış  mekan çalışmasına da başlamış oldum. Zaten asla tek projeye  odaklı  çalışamıyorum. Aklıma estikçe ortaya bir şeyler çıkartıyor, sonra onlarla ilgili proje oluşturuyorum dolayısıyla  ayni anda birçok iş  birden devam ediyor. Kim bilir belki de benim tarzım bu ...
Bu  çalışma da sanırım hafta sonunu  bulur 

Oğluşun odasında annenin oturup da bebişi ile zaman geçireceği koltuk hazırlanıyor. Ben bu çalışmada tekstil kullanma  yerine deseni  çalışmayı  tercih ediyorum. Sanki  her şeyi kendim hallettiğimde daha bir farklı oluyor. Ne dersiniz ? ama bence bitmiş halini  gördükten sonra söyleyin ))



Merhabalar;
Aradan geçen zaman içinde hiç de boş durmadım aslında. Yine de tam bitmiş  değil.  Çerçevesi  ve ekleyeceğim bir iki ufak ayrıntı  daha olacak. Ama baktım ki  zaman geçiyor en azından güncelleme arası  çok uzamasın istedim. Evet  sonuçta hep istediğim bebek odası kızımız için hazır sayılır , erkeğin odası ise yolda onun da hemen hemen tüm objeleri  hazır sayılır. bir iki  güne  kalmaz onu da sizlerle paylaşırım. Bu arada dikiş konusunda eşimin desteğini  inkar edemem, ne de olsa bir elin nesi, iki  elin sesi  var demişler değil mi? )).

3 Mart 2012 Cumartesi

İşte yeni çalışmamın zemini. Tabanda parke için mobilyacıların kullandığı ütü bandını kullanıyorum. Hem ahşap  görünümü hem ütü ile ısıtarak kolaylıkla yapışması zaman kazandırıyor ve güzel  duruyor. daha sonra vernikliyorum. Tavsiye ederim.  Bir yandan da mobilyaları  boyayıp  vernikledim, kuruyorlar yarın toplamaya  başlarım.




Merhaba. Hani iyilik yap  denize at  alık  bulmazsa balık mı  balık bulmazsa alık mı  bulur derler ya o  cinsten. Ben de yapıp yapıp  durmuşum işte nasıl olsa bir işte kullanırım diye . Bir yandan da neleri  nasıl yapabildiğimi test edercesine deniyorum işte. Tabii o kadar  şeyi tek tek resme döküp  buraya  koymanın da alemi yok )) ama her biri  eninde sonunda bir projenin içinde yer alır herhalde.
En çok yapmakta  zorlandığım objeler ise şeffaf  şeylerdi ,  ama onu da çivi raptiye ve şeffaf elbise askısından ürettim. Nasıl yaptığımı  gösteririm ileride. Eh işte benzer bişi oldu bence tek  başına pek hoş  durmasa da kompozisyon içinde yerini bulur  sanırım. Tezgahımın üzeri  mobilyacı  dükkanı  gibi oldu. daha da denemek istediğim pek çok  farklı  mobilya var. Zamanla olur elbet. Gün üretmek, tasarlamak, belli bir saatten sonra da blogları  dolaşmakla geçiyor. Kesinlikle şunu  anladım ki  bu iş geçiştirmeye  gelmiyor  her detaya kadar sabırla uğraşmak lazım.