11 Ağustos 2014 Pazartesi
28 Ekim 2013 Pazartesi
Dünyanın neresinde olursanız olun vatanınız için çarpan bir yüreğiniz varsa, onu daima bilir ve hissedersiniz. Böylesine önemli bir günde orada olamadığım için üzgünüm ama bizler de burada ayni şekilde bu en güzel bayramımızı kutlayacağız. Atlanta'da yaşayan Türk'ler ile beraber " NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE " sloganını içine sindirmişler olarak Bayramınızı kutluyorum...
28 Mayıs 2013 Salı
Merhaba Sevgili Blog dostlarım;
Okulu kırmış bir çocuğun mahcubiyetiyle bunca zamandır sizlerle çok şey paylaşamadığım için bir başka huzursuzluk içindeydim.
Gerçi üretmekten hiç bir zaman vazgeçmedim ve hemen hemen hiç boş kalmadım ama bir türlü elim varıp da sizlerle paylaşamadım.
Taşınma telaşı arasında parmaklarımın kesildiği günler hariç ki, gerçekten o zamanlar uzun bir süre ellerimi kullanamadığımdan epey bir kaybım oldu. Bir de minyatüre biraz ara verip, daha büyük objelerle uğraşmanın farklı keyfini de yaşadım.
Bu geçen süre içerisinde heykel ile uğraşma ve bu konudaki yeteneklerimi sınama fırsatım oldu. Açıkcası çok da sevdim bu işi. İlk başlarda da söylediğim gibi üretmenin keyfini ve tutkusunu nerede olura olsun yaşamayı dileyen ve uygulayan biri olarak bu süreç içinde de bazı çalışmalarım oldu. Hani, objeler de büyük olunca sanki umutlarım da büyüdü gibi ))
Ara ara bloğuma girip, dostlarımın çalışmalarını, yazılarını sessiz sedasız izledim. Bu arada yokluğumu farkedip halimi hatırımı soran Bolat kardeşime , Özden dostuma ve sevgili Barış Başak kardeşime de ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
Her neyse bir süreliğine yine sizlerleyim. Bir süreliğine diyorum çünkü çok yakın bir tarihte kızlarımızın yanına gidiyoruz . Amerika'da bir ortam bulur da bir şeyler üretebilir miyim bilemiyorum ama, üretebilirsem mutlaka paylaşırım.
Bu gün size yıl içinde yapmış olduğumuz çalışmaların sergilendiği serginin gerek hazırlık aşamasını gerekse sergi görüntülerinin linklerini paylaşmak istedim.
Tekrar canlı canlı (?) yazmaktan çok büyük bir haz aldığımı da söylemek isterim. Sağlıcakla kalın.
Tüm izleyenlerime sevgi ve saygılarımla...
Sergi hazırlıklarımız
http://www.youtube.com/watch?v=3FQ6qgjd2Ws
Sergimizden görüntüler
http://www.youtube.com/watch?v=iy-3XOryeiU
20 Mayıs 2013 Pazartesi
19 Mayıs 2013 Pazar
11 Mayıs 2013 Cumartesi
Eli öpülesi,
başımızın tacı, ilk kucağımız,
analarımız,
eşlerimiz,
kızlarımız,
bacılarımız,
Kalbimizin en baş köşesinde tertemiz sevgi ile sakladıklarımız,
Değerinizi biliyor muyuz? Bilmem ki, nasıl ödenir hakkınız.
İşte gün, bu gün, bir gün yine, yine anıldınız...
Ulu önder Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım,
Annem. eşim, kızlarım,
arkadaşlarım, dostlarım,
anne olmuş, olacak, olmamış, olamamış
diğer aleme rahmetle uğurladığım tüm kadınlarımız
gününüz kutlu yüreğiniz mutlulukla dolu olsun.
sevgilerimle....
başımızın tacı, ilk kucağımız,
analarımız,
eşlerimiz,
kızlarımız,
bacılarımız,
Kalbimizin en baş köşesinde tertemiz sevgi ile sakladıklarımız,
Değerinizi biliyor muyuz? Bilmem ki, nasıl ödenir hakkınız.
İşte gün, bu gün, bir gün yine, yine anıldınız...
Ulu önder Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım,
Annem. eşim, kızlarım,
arkadaşlarım, dostlarım,
anne olmuş, olacak, olmamış, olamamış
diğer aleme rahmetle uğurladığım tüm kadınlarımız
gününüz kutlu yüreğiniz mutlulukla dolu olsun.
sevgilerimle....
1 Mayıs 2013 Çarşamba
10 Kasım 2012 Cumartesi
Varlığıyla gurur duyduğum kızımın bir yazısıyla.....
Ben yas tutmuyorum bugun.. Tutmuyorum cunku Mustafa Kemal Ataturk kimdir biliyorum.. Sahsi ile tanismama gerek yok, yuregimle taniyorum ben onu... Ve onun bu ulkeyi '' Turkiye Cumhuriyeti '' yapabilmek icin neler yaptigini cok iyi biliyorum.. Analarimizin, abilerimizin, ablalarimizin neler fena ettigini biliyorum.. Cunku ben onunla buyudum.. Ne kadar sansliyim ki okulumda, evimde bana bunlar ogretildi hep.. '' Ataturk olmedi yuregimizde yasiyor '' Evet dogru... Yas tutmuyorum.. Cunku o hala bizlerin yaninda.. Bizlerse onun bize emanet ettiklerine sahip cikabilmek icin HALA variz.. Onu yasatabilmek icin.. Ve yasatacagiz da..... ∞
5 Haziran 2012 Salı
ERKEK ÇOCUK ODASI
Ve, nihayet bir çalışma daha noktalandı . Yine bir sipariş üzerine başlayıp bitirdiğim bu çalışmada ilk kez insan figürü çalıştım daha önce yontu çalışmalarım vardı ama bu boyutta ilk kez. Bu oğlumuz Örümcek Adamı pek bi seviyormuş her yerde o motifleri onun için görüyoruz. Sizlerin beğenisiyle birlikte alıcı dostum da ilk kez buradan görecek umarım istediği gibi olmuştur. Sırada anne babanın oturma odası var bakalım umarım bir haftaya kalmaz onu da paylaşıma sunarım. .Yorumlarıyla bana moral ve güç veren çalışma şevkimi arttıran tüm dostlarıma en içten teşekkürlerimle.
30 Mayıs 2012 Çarşamba
Merhaba sevgili blog dostları;,
Biliyorum epey bir zaman oldu. Aslında hiç boş durmadım ama nedense bir türlü elim varıp da yaptıklarımı paylaşma şansı bulamadım. Malum televizyon programı İstanbul macerası derken arada küçücük bir bölünme, blogla uğraşabilme konusunda motivasyonumu kesti desem yalan olmaz. Bir yandan da koro çalışmalarına ağırlık vermem iyice kopmalara neden oldu. Neyse ki o çalışmaları tatile çıkardık))
Bu arada gezip göreceğim inceleyeceğim pek çok blog dostumun sitesi beni bekliyor... Hele okunacaklar bir hayli birikmiş. İnanın emekli olmadan önce nasıl gün yetmiyorduysa şimdi bin beter . keşke herşeye zam geldiği gibi, günlere saatlere de zam gelse ))
Aslında öncelikle yayında yaptığım kuş evinin ayrıntılarını da paylaşacaktım sizlerle ama daha önceden dağınık haldeki bu galerimin toplanmış halini paylaşayım istedim. Bir daha ki sefere de onun ayrıntılı açıklamalarıyla karşınızda olacağım.
Bu çalışma çok büyük keyifle yaptığım bir çalışma oldu. Her zaman ki gibi yaparken yaşadım adeta . Onca ayrıntı yaptım ancak camlı çerçeve gelince o detayları pek gösterebilme olanağı kalmadı hatta fotoğraf çekerken bile epey zorlandım yansımadan dolayı .ben de minik bir film hazırladım yapım aşamalarından. Eh bu da böylesine bir çalışma işte... beğenilerinize...
Benzer bir çalışma daha var kafamda şu siparişleri sergiyi bir atlatayım onu da ayni keyifle yapacağım.
şimdilik saygılarımla paylaşıma sunuyorum.
En içten dileklerimle. Esen kalın.
küçük mobilyalar
galeri,
heykel,
minyatür dükkan,
resim,
sanat atölyesi. maket,
Sanat galerisi
19 Mayıs 2012 Cumartesi
13 Mayıs 2012 Pazar
3 Mayıs 2012 Perşembe
TEŞEKKÜRLER TRT ( Bir İstanbul Macerası)
Merhabalar ,
Şaka gibi bir başlangıçtı benim için. Bir gün bir mail almış ve Özlem Hanım'ın TRT nin anne çocuk programına katılıp katılmayacağım sorusu ile karşılaşmıştım.
Açık söylemek gerekirse pek de ciddiye almamıştım.
İlerleyen zamanda yazışmalarımızda olayın ciddi olduğu ortaya çıktı, veee... ver elini İstanbul.
Beni internet ortamında bulup daveti yapan sayın Özlem Öztürk'e, yayından önce tatlı sohbeti ve ikramlarıyla beni tanıyıp tanıtmaya çalışan
sayın Yeliz Kaynak'a , Yayın boyunca benim çenemden fırsat bulup da sorular sorabilmeye çalışan çok sevgili sayın Canan Hoşgör'e
gösterdikleri ilgi ve samimiyetleriyle beni motive eden sayın Zeynep Kasımoğlu Özturan ve Or. Dr. Banu Çiftçi Giray'a yayında emeği geçen
tüm teknik personele kameraman dostlara , İstanbul'un yoğun ve stresli trafiğinde güleryüzünü ve sakinliğini yitirmeden ulaşımımı sağlayan dostlara
Ve tabii ki yapımcılara pek çok teşekkür ediyorum.
Çok güzel keyifli bir deneyimdi. bir süre blogdan da üretimden de uzak kaldım ama her dakikasına değdi diye düşünüyorum. Neden bilemiyorum buraya bir türlü videoyu yerleştiremedim sanırım bugünlük başka bir problem var neyse sonuçta İzleme fırsatı olmayanlara da keyifle paylaşacağım linki aşağıya ekledim. Dileyen oradan bakabilir ))
Saygılarımla
Esen kalın sağlıcakla...
11 Nisan 2012 Çarşamba
KUŞ EVLERİ
Tarih boyunca insanların kuşlara bakışı, diğer hayvanları kıskandıracak kadar özel olmuştur. Her ne kadar bazıları kafeste beslemeye çalışsa da özgürce yükseklerde uçmaları ve kanatlı yaratıklar olmaları nedeniyle Tanrı'ya yakın oldukları düşünülmüş, meleklerle anılmalarına vesile olmuştur. Yine bazıları balkonuna, pencerelerinin kenarlarına pislemesinden şikayet etseler de, kuşları beslemek insanlara hep gönül rahatlığı vermiş farklı bir huzur duymamıza sebep olmuştur.
Sofra bezlerindeki ekmek kırıntılarını kuşlara vermek, mezarlıklarımızdaki kuşların sulukları, insanların sevap duygusuyla ,karışık kuşlara duyduğu sevgi ve saygının bir işaretidir bence. Her ne kadar Alfred Hitchcock'un Kuşlar filminde korku unsuru olarak kullanılmışsa da ağzındaki zeytin dalı ile barışı simgeleyen gene onlardır. Hiçbir hayvanın dışkısı üzerimize bulaştığında
şans saymayız kuşlarınki dışında. Aşağıda bir iki örneğini verdiğim Osmanlı mimarisinde de görüldüğü gibi onlara hep gereken saygı
ve sevgiyi göstermişizdir.
Küçükken babamın götürdüğü Yeni Camii'deki güvercinlere yem atma anılarımın bende bıraktığı izden midir neden bilmem
ne zaman fırından ekmek alsam, kuşlar için kırıntı almadan da edemem. Yaşam alanım olan terasta, onlara gereken konukseverliği hep göstermişimdir.
Bloglarda pek çok kuş evi görüyorum. Çok güzel, özene bezene yapılmış sanat eserleri gibi. Ben de yaptım ve paylaşayım dedim
Ancak benimki kullandığım malzeme ile de görünümü ile de biraz daha farklı ve fonksiyonel olsun istedim. Ve..., kuşlarımız çok sevdi.
Mahallenin tüm serçeleri, müdavim kumrularımız, arap bülbülü, hergün nasiplenmeye geldiklerinde cıvıltılarıyla da teşekkürlerini ihmal etmiyorlar.
Bugün sadece resmini paylaşıyorum. Önümüzdeki hafta ayın 18 inde TRT Okul Anne ve Çocuk programına bir davet aldım.
( Almıştım ancak yani bir habere göre sanırım 26 Nisana ertelendi)
Zaten hem İstanbul'um gelmişti, hem de orada canlı yayında böylesine bir kuş evi yapacağım.
Daha sonra da yine burada yapımını ayrıntılarıyla yayınlayıp paylaşacağım.
Kuş cıvıltılarınızın eksik olmadığı sağlıklı günler dileğiyle
Esen kalın.
7 Nisan 2012 Cumartesi
İlk kez bir bloğun çekilişini duyuruyorum daha önce denk gelmemişti ilgi duyanlar ziyaret edebilirler
http://www.lilimini.com/2012/04/lilinin-cekilisi-giveaway-of-lili.html
Bu minyatür yemek hazırlama masasını şanslı bir okura hediye etmek istiyor.
Bu minyatür yemek hazırlama masasını şanslı bir okura hediye etmek istiyor.
5 Nisan 2012 Perşembe
New York'da Adirondack dağları eteklerinde Champlain gölü kıyısında küçük bir kasabada kalabalık bir aileye sahip Thomas Lee isimli yaratıcı bir zat-ı muhterem, 1903 yılında ailesi için rahat ergonomik bir sandelye tasarlamış.
Yaptığı örneği kasabanın kendi halinde çalışan marangozu Harry Bunnell'a gösteren Lee, hayatının en büyük hatasını yaparak siparişini vermiş.
Bizim uyanık Harry tasarımı gördüğünde aniden gözlerinde dolar işaretleri çakmış. Önceleri Westport sandalye olarak anılan bu sandalye için 1904 yılında hemen patent başvurusunda bulunmuş.
Ve garibim Lee'nin haberi olmadan 1905 yılında da patenti garantilemiş.
Daha sonraları adirondack olacak olan bu güzel görünümlü ergonomik ve oldukça rahat olan bu koltuğun hikayesi de böylece başlamış.
Amerika' nın hemen hemen her yerinde özellikle sahil kesimlerinde değişik versiyonları ile karşınıza çıkıveren bu sandalyeyi bir de ben yapayım dedim )) uyanık Harry ne der, bilemiyorum ama birebir aynisi değil sonuçta . Eee adını da zikrettik daha ne olsun.
Hatta yetmedi bir de yaklaşık 1/12 ölçeğine uyarladığım ölçülerini de verdim ki herkesler yapabilsin diye.
Zaten internette araştıran herkes görebilir. benim de yararlandığım kaynak
http://www.adirondackchairs.com/adirondack-chairs/adirondackchairhistoryarticle.cfm.
adirondack chairs olarak görsellerde de araştırırsanız değişik versiyonlarda resimlerini bulabilirsiniz.Bu kadar ahkamdan sonra
Ben de kendi çapımda, yapacak olanlara yol göstermeye çalıştım
Sıra paylaşmada . Beğenilerinize ....
Esen kalın.
İki farklı kalınlığın incesi kahve karıştırma çubuğu diğeri ise çöp şiş cubuğu ))
Eğimli kesimlerin şablonu için
http://woodworking-plans-dr.blogspot.com/2012/01/adirondack-chair-plans.html
sitesinden esinlenebilirsiniz.
Bu ölçüler benim belirlerdiğim ölçülerdir.
1- 2 adet 7x1 cm
2- 2 adet 8x1 cm
3- 2 adet 4x1 cm
4- 10 adet 4x0.5 cm
5- 1 adet 5.5x0.5 cm
6- 1 adet 5.5 x0.7 cm
7- 7 adet 6.5x0.5 cm
Dekupaj makinesini ters bağlayarak oluşturduğum tezgahım ))
eğer birden fazla yapıyorsanız genel hatları mutlaka beraber çalışın derim
2 Nisan 2012 Pazartesi
SOBALAR
Belli bir yaşın üzerindekiler, soba sözcüğünden dahi etkilenerek o eski kış akşamlarını anımsar diye düşünüyorum.
Zamanımın kışlarında samimi görüntüsü ile evin en baş köşesinde duran kuzinemiz. Üzerindeki bakır güğüm. Maşa üzerinde
kızartılan ekmekler, kestaneler.
Hala kulağımdadır o güğümdeki suyun kaynama sesi. Rahmetli anamın fırın kısmında yaptığı pilavlı hamsi böreği ve kokusu gibi.
Hızlı gelişen teknolojiler ve yaşama alışkanlıklarımız, bu çok özel ev aleti olarak tanımlayabildiğim sobaları terketmemizin
buruk sızısı, anılarımızda kalmış çok eski bir dostu anımsatır gibi olur zaman zaman.
Minyatür ile uğraşmaya başladığımdan bu yana zaten bağımlı olmaya müsait yapım sayesinde her şeye farklı bir gözle bakmaya başladım.
Gördüğüm tüm eşyaların minyatürlerini nasıl yaparım? diye düşünürken bir yandan da elime geçen her türlü gereci bir işte
kullanırım fikri ile bir kenarda küçük bir çöplük oluşturmaya çalışıyorum ))
Bir gün Antalya Büyük Şehir Belediyesinin bir afişi , tam da bahar geldi çiçekler, ağaçlar coştu , kuşlar cıvıldıyor derken beni
birden o eski kış akşamlarına götürüverdi. Evet Türkiye'de ilk ve tek soba müzesi kurulacağı ve minyatürlerinin sergileneceğini
duyuran bir afişti bu.
Zihnimi yokladım, bizim, çevremizdekilerin kullandığı, şimdi asla bulamıyacağımız sobaları düşündüm. İyi bir fikirdi ve bir şeyler
yapmam gerekirdi, hemen kolları sıvadım ve yapıverdim bir şeyler işte...
Ancak daha sonra kurduğum irtibatlarda aslında bu işin amacının Antalya sobacılar çarşısı esnafını hareketlendirmek oraya
bir renk katmak olduğunu öğrendim.
Yani benim şekillendirdiğim gibi bir minyatür standının olmadığını öğrendim. Daha çok görsel ağırlıklı fotoğraf, resim,
film ya da yazılı belgeler tarzında dökünalardan oluşacakmış. Olur ya bu gibi dökümanlara sahipseniz,
Antalya Büyük Şehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ile irtibat kurabilirsiniz sanırım.
Eee, her neyse, sonuçta bir iki soba çıkmıştı ortaya ben de yine sizlerle paylaşayım istedim. Kim bilebilir ? ya alıcısını bulurlar, ya da bir projede yerlerini alırlar
Gönlünüz o eski kış akşamlarının yanan sobasının ateşinin sıcaklıyla dolsun...
Esen kalın.
küçük mobilyalar
döküm soba,
kömür sobası,
kuzine,
kuzine soba,
minyatür kuzine,
minyatür soba,
odun sobası,
poçka,
sac soba,
soba
24 Mart 2012 Cumartesi
güzel bol muhabbetli hafta sonları dileklerimle
Esen kalın.
küçük mobilyalar
bahçe sefası,
çilingir sofrası,
dış mekan,
rakı sofrası,
Yeni rakı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)