2 Nisan 2012 Pazartesi


SOBALAR
Belli  bir yaşın üzerindekiler, soba sözcüğünden dahi etkilenerek  o  eski  kış  akşamlarını  anımsar diye düşünüyorum.
Zamanımın kışlarında samimi  görüntüsü ile evin en baş  köşesinde duran kuzinemiz. Üzerindeki  bakır güğüm. Maşa üzerinde
kızartılan ekmekler, kestaneler.
Hala kulağımdadır o  güğümdeki  suyun kaynama sesi. Rahmetli anamın fırın kısmında  yaptığı  pilavlı  hamsi  böreği ve kokusu gibi.
Hızlı  gelişen teknolojiler ve yaşama alışkanlıklarımız,  bu  çok  özel  ev aleti olarak  tanımlayabildiğim sobaları terketmemizin
buruk  sızısı,  anılarımızda kalmış çok eski  bir dostu  anımsatır  gibi olur zaman zaman.
Minyatür ile uğraşmaya başladığımdan bu  yana zaten bağımlı olmaya müsait  yapım sayesinde her şeye  farklı  bir gözle bakmaya başladım.
Gördüğüm tüm eşyaların minyatürlerini  nasıl yaparım?  diye düşünürken bir yandan da elime geçen her türlü  gereci  bir işte
kullanırım fikri ile bir kenarda  küçük bir çöplük oluşturmaya çalışıyorum ))
Bir gün Antalya Büyük  Şehir Belediyesinin bir afişi , tam da bahar  geldi  çiçekler, ağaçlar  coştu , kuşlar cıvıldıyor derken beni
birden o  eski kış  akşamlarına götürüverdi. Evet  Türkiye'de ilk ve tek soba müzesi kurulacağı ve minyatürlerinin sergileneceğini
duyuran bir afişti  bu.
Zihnimi  yokladım, bizim,  çevremizdekilerin kullandığı, şimdi  asla bulamıyacağımız sobaları  düşündüm. İyi bir fikirdi ve  bir şeyler
yapmam gerekirdi, hemen kolları  sıvadım ve yapıverdim bir şeyler işte...
Ancak daha sonra kurduğum irtibatlarda aslında bu  işin amacının Antalya sobacılar çarşısı  esnafını hareketlendirmek oraya
bir renk  katmak olduğunu  öğrendim.
Yani  benim  şekillendirdiğim gibi  bir minyatür standının olmadığını  öğrendim. Daha çok görsel ağırlıklı fotoğraf, resim,
 film ya da yazılı  belgeler  tarzında dökünalardan oluşacakmış. Olur ya bu  gibi  dökümanlara  sahipseniz,
Antalya Büyük Şehir Belediyesi Kültür  Daire Başkanlığı ile  irtibat kurabilirsiniz  sanırım.
Eee,  her neyse,  sonuçta bir iki  soba  çıkmıştı ortaya ben de yine sizlerle paylaşayım istedim. Kim bilebilir ? ya alıcısını  bulurlar, ya da bir projede yerlerini  alırlar
Gönlünüz o  eski  kış  akşamlarının yanan sobasının ateşinin sıcaklıyla dolsun...
Esen kalın.








28 yorum:

Elga dedi ki...

Your little stoves looks really good.

miniamania dedi ki...

Thanks for your comment. See you new sharing.

Blogger Bolat dedi ki...

Hocam bunlar ne allasen! Nasıl yapıyorsun inanamıyorum, elinize kolunuza, gözünüze en önemlisi de kalbinize sağlık :) Vay arkadaş vay vay ki ne vay.

Blogger Bolat dedi ki...

Eklemeyi unuttum üstat resmen içim ısındı :)

_ayca_ dedi ki...

hepsi çok güzel ama en alttaki en güzeli bence. bayıldım ona rengi duruşu çok hoş olmuş

LiliMini dedi ki...

Merhaba Nihat Bey;
Bloguma yaptığınız ziyaretin iadesi için geldim. Çok teşekkür ederim. Blogunuzu ve minyatürlerinizi gördüğüme sevindim. Yeni bir meslektaş bulduğuma mutluyum :)

Melankolik bir nostalji ve kış mevsimi hayranı olarak sobalarınızı çok sevdim gerçekten. En üstteki iki soba da vardı bizde.Beni çocukluğuma götürdünüz, teşekkür ederim.

Bir işime yarar düşüncesiyle biriktirilen malzemeler bende de çok ama minyatürün içine iyice girdikten sonra artık neyin işinize yaramayacağını da biliyor hale geliyorsunuz ve nispeten düzenli bir malzeme yığınınız oluyor :)

Çalışmalarınızın devamını diliyorum Nihat Bey tanıştığımıza memnun oldum.

Gül

Özden CEYHAN dedi ki...

Evet dostum özellikle 50 li 60 lı yılların kuşakları çeşit çeşit sobaların bulunduğu ortamlarda mutlaka yaşadık. Kalorifer ve doğalgazında etkisiyle kombi gibği teknolojik aletler soba keyfinide ortadan kaldırmıştır.
Böyle soba resim veya aksesuarlarınıda görünce şöyle bir geçmişe doğru ister istemez gidiyor, hatıralarımızı tazeliyoruz.
Ellerinize emeğinize sağlık çok güzel çalışmalar.:))

miniamania dedi ki...

Teşekkürler Ayça Hanım ben de sizin şu balığın renklendirilmiş halini bekliyorum )) tabii renklendirecekseniz.
Saygılarımla

miniamania dedi ki...

Sağolasın Bolat kardeş )) Bloglar vardır bakınası, bloglar vardır okunası, ben de senin hızına yetişemiyorum bir ara vermeye göreyim bir yığın okunası birikmiş ))

miniamania dedi ki...

Çok teşekkür ediyorum Gül Hanım. iyi ki de iadeyi ziyaretime gelmişsiniz ve hoş
gelmişsiniz. Yaptıklarınızı keyifle hayranlıkla izliyorum sizin de ellerinize yüreğinize sağlık. Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle...
Saygılar.

miniamania dedi ki...

Teşekkürler Özden dostum. O günlerin tatlı buruk anısıyla yaşıyoruz işte. Bu minyatür ve blog dünyası sayesinde sizler gibi nice güzel insanla tanışma olanağım oldu. Sağolun, varolun.

Ascension dedi ki...

Que fantasticos trabajos.
Te agradezco que nos enseñes como lo haces, son muy lindas esas estufas.
besitos ascension

miniamania dedi ki...

Muchas gracias por comentarios agradables))

Unknown dedi ki...

Ben sobalari cok severim. Hayalimdeki koy evine kavusursam bir gun mutlaka kuzine soba koyacagim icine. Sizinkiler de cok basarili olmus, keske sergiye sizi de dahil etselermis, ne fark ederki farkli bir konsept calismasi olsa?

miniamania dedi ki...

Teşekkür ediyorum Başak Hanım. Umarım o dediğiniz eve bir gün kavuşursunuz. Aslında herkesin hayalinde böylesine bir düş yatar diye düşünüyorum. Diğer konuda da iki örneğimi yüz yüze görüşerek bıraktım kim bilir belki farklı bir gelişme olur umudundayım.

_ayca_ dedi ki...

Evet balığı renklendireceğim ama önce fırınlanması gerekiyor onun, bu cuma fırından diğer çalışmalarım çıkacak renklenmiş olarak. İlk kez sırlama yaptım güvercinim nasıl bir renkte çıkacak merak ediyorum :)

SARI MELEK dedi ki...

İlkokul bitene kadar, çocukluğunu köyde yaşama fırsatı bulmuş biri olarak soba yaşamını ucundan köşesinden de olsa yakaladım denebilir. Sobanın sıcaklığı hiç bir şey de yok:) Beni de eskiye götürdü desem yalan olmaz yani. Çok güzel olmuşlar. Ellerinize sağlık.

minicik dünyam dedi ki...

Hepsi çok güzel ancak en en hoşuma giden derseniz üstünde nihat yazanı çok gerçekçi buldum. Ellerinize sağlık Nihat bey. Üzerinde kızartılan minyatür ekmekler, kestaneler ve ev hoş koksun diye üstüne koyulan portakal kabuklarını da eklersiniz belki :) Okuldan geldiğim zamanlar ne uyurdum soba arkalarındaki minderlerde kedi gibi. :)
Minyatür sadece göze hoş ve sevimli geldiği için değil eski anıları tazeleyebildiği, hayalleri gerçekleştirebildiği içinde güzeldir.

miniamania dedi ki...

sağolun Sarı melek ve sağolun Canan Hanım çok teşekkür ediyorum. Ne mutlu bana gerçekten eğer sizleri o eski anılarınıza götürüp de bir an olsun bugünün karamaşasından uzaklaştırabildiysem eğer. Evet katılıyorum minyatür tılsımlı bir dünya kah bizi eskilere götürüyor kah içimizdeki çocuğu ortaya koyuyor . Ben sevdim bu işi )) Her şey gönlünüzce olsun esen kalın.

Fikirlopedim dedi ki...

Merhaba, ne garip diye baslayacagim kelama, zira Avrupa hala sobali evlerle doluyken, ülkemdeki bu inanilmaz tüketim ve modernlik adina hic edilen gecmis, disardan bakildiginda ürkütüyor. Ne denli dolu dolu almissiniz kaleme ve iyi ki ilginizi cekmis blog ismim ve yorum nezaketinde bulunmussunuz. Zira blogunuzdaki bu harika eserlerden mahrum kalacakti sanata asik yanim. Cok tesekkür ederim. Avusturya'dan saygimla.

miniamania dedi ki...

saygı benden fikirlopedim )) Aman ne güzel bir konuya değinmişsiniz. İçimiz acısa da bu tüketim çarkı içinde pek çok değerlerimizi yitiriyoruz bir yandan modernleştiğimizi sanarak, dev adımlarla geriye gidişimizi sadece esefle izliyoruz maalesef.. Çok teşekkür ederim.

gözde hobi dedi ki...

O sobalarda kestane pişirmenin, ekmek kızartmanın keyfi hiç bir yerde yok sanırım. Sobanın arada tütmesi ve temizlenmesi de ayrı bir sıkıntıydı.

Sıkıntı falan diyorum ama yaşım gereği hiç soba temizlemedim, hep keyifini sürdüm. Bu konuda şanslıyım sanırım :D

Ellerinize sağlık HARİKA olmuş

hayatintadinabakanlar dedi ki...

Çocuklugumda Çatalca civarlarındaki Hallaçlı köyüne giderdik. 80 li yıllardı. Orada kuzine denen hem soba hem fırın olan, odun ateşi ile yanan sobalarda pişen böreklerin, bazlamaların tadı halen damagımdadır.
Birde büyükbabamın evinde seramikten bir soba vardı, vefat edince annemler o sobayı hurdacıya verdi, ufaktım ama içim gitmişti. Sonraları öğrendikki o sobaların antika degeri cok fazlaymıs :)

miniamania dedi ki...

Teşekkürler gözde hobi . Evet o geri tepmeler , tütmeler pek de sevimli değildi ama anımsamamaya çalışıyorum)) Güzel anılarla kalsın..

miniamania dedi ki...

Teşekkürler hayatıntadına bakanlar, Çok güzel ifade etmişsiniz siz de sobalı günleri. Maalesef bazen elimizdekilerin değerlerini ancak yitirdikten sonra anlayabiliyoruz. Eşyaların da şanslı ya da şanssızları oluyor işte böyle.

Adsız dedi ki...

çocukluğumun sıcaklığını ve sevgisini yaşattığınız için teşekkürler... sımsıcak çalışmalarınızın devamı dileklerimle başarılar...

Adsız dedi ki...

Bloğunuzu ekibimizce çok beğeniyoruz. Sizide Rogar sayfamıza bekleriz.

Unknown dedi ki...

uzun süredir yazmadığınız için endişeleniyorum... bir sorayım dedim... her şey yolunda mı?